Blog

     26.04.2018

     Mesafemiz yaklaşık 85 mil. Gece boyu yol alacağız. 10 – 12 knot hızında tatlı bir rüzgar bize eşlik ediyor. Çevremiz de üç beş tekne bizimle aynı yönde ilerliyor. Gece yolculuğumuz oldukça rahat geçiyor. Arada bir rüzgar kesilse de keyif ile yolumuza devam ediyoruz. Sabah 06:30’da Nuku Hiva’nın büyük demir yerinde 7 metre suya 50 metre zincir döşeyerek demirliyoruz. Hiva Ova’dan sonra bu demir yeri bize dev gibi geldi. Çevremizde bir sürü demirde tekne var. Güzel bir kahvaltı sonrası acentamızı telsizle anons ederek geldiğimizi haber vererek, bir saat sonra buluşmak için sözleştik. Nuku Hiva yacht service’nin ofisi hemen limanın içinde. Beraberce jandarmanın ofisine gittik. Giriş işlemlerimiz bir saatte bitti. Ama kötü haber bize sadece 15 gün transit vize verdiler. Türk vatandaşları buraya gelmeden önce, herhangi bir Fransız konsolosluğundan vize alması gerekiyormuş. Acentamız jandarma ile konuşarak bir ay yapmak için bayağı uğraştı ama mümkün değilmiş. Tahiti ‘de yabancılar şubesine giderek belki uzatabilirmişiz. Bizde bunu denemeye karar veriyoruz ve Fransız Polenezya’sında yasal hale dönüştüğümüz için seviniyoruz. 15 günde olsa vizemiz var artık.

     Fransız polenezyası’nda vergisiz mazot alabilme şansımız var. Sadece bu işlem için acentanın bir evrak hazırlaması gerekiyor. Hafta sonuna denk gelmemiz sebebiyeti ile bu evrak elimize Pazartesi öğlen ancak gelebilecek. Zaten vergisiz mazot benzinlik tarafından Salı ve Cuma günleri verildiği için bizim için çok sorun yok.

     Vizemiz sadece 15 gün olduğu için adanın diğer koylarına gidemiyoruz. Dizel almamız lazım. Hafta sonu adanın tek benzinliği kapalı. Araç kiralamak istedik, günlüğü 150 usd olunca vazgeçtik. Şuana kadar duyduğum en pahalı fiyat. Adada toplu taşıma da yok. Dolayısıyla tabana kuvvet bol bol yürüyüşler yaptık. Tarihi kiliseyi ziyaret ettik. Pazarından taze meyve sebze aldık. Marketler çok yetersiz. Zaten tekneyi Ekvator’da stoklamış olduğumuzdan sadece zorunlu ihtiyaçlarımızı karşıladık. Bekleme günlerimizi küçük kasabada yürüyerek geçiriyoruz. Koyda deniz pek temiz değil o yüzden denize de giremiyoruz. Ama gün içerisinde teknenin çevresinde dolaşan ve hiç bir şekilde kaçmayan dev mantaları izlemek gerçekten bize çok zevk veriyor.