Blog
Tahiti - Cook Islands ( Aututaki Atolü) / 20.01.2019
13.05.2018
Tahiti’nin resiflerinin dışına çıkmamız saat 07:00’yi buldu. Giriş ve çıkış için kullanılan kanalda bayağı akıntı vardı. Özellikle açık denize çıkış anında motora 2700 devire kadar yol verdim. Kanaldan çıkar çıkmaz hemen anayelkeni bastık. Motor-anayelken bir müddet devam ettik. Tüm çevremiz bulutlarla kaplı. Rüzgar hızı ve yönü aldığımız hava raporlarındaki gibi değil. Tam ters yönden oldukça güçlü esiyor. Motoru kapatıp cenovayı üç tur sarılı olarak açıyoruz. Pruvamızda bir Bora var. İnşallah biz gidene kadar geçer gider. Ama gitmiyor yağmurunu yiyoruz. Monrea adasının arkasına doğru hava iyice artıyor. Sanırım 25-30 knot arası esiyor. Anayelken üçüncü camadanda Cenova üç tur sarılı iyi hız yapıyoruz. Adaların etkisinden kurtulunca rüzgar hava tahmin sitesinin verdiği yönden eserek oldukça azalıyor. Sanırım en fazla 12 knot falan esiyordur. sahabet
Gökyüzü aşırı bulutlu. Bu gece bolca yağmur yiyeceğiz sanırım. Gece rüzgar azalıyor ama çevremizde müthiş şimşekler çakıyor. İnşallah bize doğru gelmezler. Gece nöbetinde sürekli şimşek izleyerek kaygı ile sabahı ediyoruz. İlk gün sonunda toplam 135 mil yol almışız.
Sabah hava yine çok bulutlu. Arada kısa yağmurlar oluyor ama etkisiz. Rüzgar iskeleden 5-10 knot aralığında nazlı nazlı esiyor. İyice azalınca marşa basıyoruz. Onun keyfini bekleyecek halimiz yok. Öğleden sonra dalgalar irileşmeye başladı. Sanırım bir buçuk iki metre vardır. Hızımız 6 knot civarında. Rüzgar da hızını bir miktar arttırdı. Gece olurken çevremizde yoğun şimşekler çakmaya başladı. Bu sefer bize doğru yaklaştıkları kesin. Her zaman yaptığımız gibi gece hazırlanıp yelkenleri küçültüyoruz ama bu sefer boraların korkusuna iyice küçültüyoruz. Şimşek ile birlikte yoğun bir yağmur var. Yola çıktığımızdan beri ilk defa kaporta kapaklarını bile kapatıp salona girdim. Zira o kadar yoğun yağmur ve rüzgar var ki, ıslanmamak mümkün değil. Yağmur ile birlikte şimşek fırtınası da başladı resmen. Ebru uyumaya çalışıyor, ben salonda oturuyorum ama şimşeklerden sanki lambalar açık oturuyormuşum gibi teknenin içi apaydınlık. Sabaha karşı yağmur kesiliyor fakat şimşekler hiç bitmiyor. Gökyüzü çizgiler içinde sanki her yerden çakıyor. Türkiye’den yola çıktığımızdan beri en fazla şimşek çakmasını bu gece yaşadık. Daha doğrusu yola çıktığımızdan beri EN KÖTÜ GECEMİZİ yaşadık. Daha evvel Kolombiya dolaylarında, dağların üzerinde bolca çakmıştı ama onlar uzaktaydı (5-8 mil). Bunların hepsi ya üzerimizde ya da çok yakınımızdaydılar. Yağmur dinip sabah olduğunda 142 mil yol aldığımız görüyoruz.
Gökyüzü hala çok bulutlu. Yağmur yok ama sevimsiz bir hava var. Güneşi özledik vallahi. Rüzgar tekneye iskeleye 10-12 knot arası hızla geliyor. Biz 5,5-6 knot arası hız yapıyoruz. Öğleden sonra rüzgar bir miktar kıç tarafa doğru dönüyor. Hemen gönder ile cenovayı iskele tarafa açıp ayıbacağı seyrine geçiyoruz. Hızımız bir miktar daha artıp 6,5-7 knotlara çıkıyor. Dalga boyu 2 metre civarında ama kıç taraftan geldiği için rahatsız etmiyor.
Gece şimşeksiz temiz geçiyor. Uzaklarda şimşeklerin ışıklarını görüyoruz. Ama ne ses duyuyoruz ne de yanımıza geliyorlar. Üçüncü günün sonunda toplamda 140 mil yol alıyoruz.
Dördüncü güne bulutlar dağılmış ve güneş güzel yüzünü gösterir bir şekilde başlıyoruz. Artık bugün son gün. Rüzgarımız güzel 15 knot civarında esiyor. Hızımız da 6,5-7 knot aralığında değişiyor. Haftalardır doğru dürüst dinlenmedik. Fransız Polinezya’sından sadece 15 gün vize almamızdan dolayı sürekli koştur koştur gidiyoruz. Şöyle bir demir atıp 3-5 gün kıpırdamadan dinlenmek istiyoruz. Aututaki Atölü ya da adası her ne ise inşallah rahat bir demir yeri vardır.
Gece olaysız geçiyor. Sabah ada önümüzde görünmeye başladı. Adayı çevreleyen resiflerden içeri girmek için bir kanal var. Ve en sığ yeri 1,50-1,60 metre civarı. Bizim su kesimimiz 1,52 cm, dolayısıyla yüksek su saatinde içeri girmemiz lazım. Kanalın girişine saat 09:00 da geliyoruz. Yüksek su saatine bir saat zaman var. Motoru boşa alıp tekneyi eğlenmeye bırakıyorum. Resifin girişi rüzgar altında olduğu için dalga yok. Adayı seyrederek sohbet ediyoruz. Demir yeri görünüyor, içeride hiç tekne yok. Adaya telsizden anons yaparak giriş izni aldıktan sonra içeri girmeye başlıyoruz. Kanalın genişliği maksimum 20-25 metre kadar. En ufak hatamızda mercanların üzerindeyiz. En sığ yere gelince, şöyle hafifçe popomu havaya kaldırıyorum ve 0,70 metre farkla geçiyoruz. Offffff bayağı heyecanlandık. Yavaşça içeri girip beton iskeleye aborda oluyoruz. İskele hiç iç açıcı görünmüyor. Her ne kadar tekne ile iskele arasına bolca usturmaça koymuş olsak da en ufak bir hata da teknemiz hasar görebilir. Neyse görevliler gelip giriş işlemlerimizi yapıyorlar. Bu arada tüm sebze ve meyvelerimizi alıyorlar. En çok da severek yediğimiz pompelemusların gittiğine üzülüyoruz. Görevliye bu adada pompelemus yetişiyor mu diye soruyoruz. Bolca var deyince rahatlıyoruz. Görevliler işlerini bitirip gittikten sonra, bizde halatları çözerek alargaya çıkıyoruz. Üç buçuk metre derinliğe otuz metre zincir döşeyerek kıpırtısız suda keyif yapmaya başlıyoruz. Demir yeri oldukça küçük, gelecek tekneleri de düşünerek kıç demirimizi de atarak salınımımızı iyice azaltıyoruz. Son yirmi dört saatte 173 mil yol almışız. Tahiti- Aututaki seyrimiz toplam 590 mil sürmüş.
Hoşçakalın,