Blog

En son size Agathonisi de iken yazmıştım.Bu adada hava durumundan sonraki iki üç günün biraz sert rüzgar ile geçeceğini öğrenip rotamızı Leros adası Lakki limanına çevirdik.

Yol boyu rüzgar 5-10 knot aralığında geniş apaz ve pupadan esti, bizde bazen ayı bacağı bazen balon ,yelkenlerle eğlendik durduk. Lakki limanının denizi oldukça kirli ama hemen hemen her havaya kapalı. Bu limanda iki tane marina var biri geniş koyun girişe göre iskele tarafında (ponton falan yok sadece tonoz var ve beton iskeleye kıçtan kara oluyorsunuz). Bu marina oldukça uygun fiyatlı. Diğer marina ise yine geniş koyun sonunda girişe göre sancak tarafta. Burası bildiğiniz marina pontonlar,çekek alanı, lift ve  malzemeci dükkanı var.Her türlü ihtiyacınızı buradan temin edebilirsiniz.Fiyatlar diğer marinaya göre biraz daha yüksek (benim tekne için günlük 30 euro civarı )

Biz iki marinaya da gitmeyip 5 metre suya demirleyerek alargada kalmayı tercih ettik. Buradaki ilk günümüzü tembellik ile geçirdik ve akşam limandaki Petrino isimli restaurantta  keyifli bir yemek yedik.Günşiray ailesinden Cloude’nin bugün doğum günü, yemek sonrası pasta keserek doğum gününü kutladık. İkinci gün , üç motor kiralayıp tüm adada gidilmedik asfalt yol bırakmadık. 

Akşam yemeğini ise bizim favori mekanımız olan Alinda koyundaki Mylos isimli restaurantta parmaklarımıza dikkat ederek yedik. Burasının bir peynirli kadayıfı var acayip güzel.Yedimiz kalamar ise mükemmel idi.

Bu arada rüzgar sağanaklarda 35 knotları buluyor.Hemen hemen her Türk teknesinde olduğu gibi Ultra çapalarımız görevlerini sabırla yerine getiriyorlar. Çok mu fazla güveniyoruz bu çapalara bilemiyorum ama bir çok yerde ben demir attığımı unutuyorum bile. İnşallah tüm Dünya denizlerinde bizi utandırmaz.

Lakki’deki üçüncü günümüzde sabah motorları teslim edip Fersah ailesi ile vedalaşıyoruz.Onların izinleri bittiği için rotalarını Patmos üstünden Sığacığa çevirecekler.Biz ise canlı bir rüzgar ile rotamızı Levitha adasına çeviriyoruz.Rüzgarı apazdan alarak gayet keyifli bir seyir ile Levitha adasındaki onbeş tonozdan birini alıyoruz.Tonozlar gayet düzenli ve sağlam durumda hayret ediyoruz.Biraz sonra tahsilata gelen görevliye  gecelik 7 euro ödeyerek tonozların nasıl böyle düzenli ve sağlam olduğunu öğrenmiş oluyoruz (gerçi para alıp hiç bir şey de yapmayabilirlerdi ). Çok sakin bir gece geçiriyoruz. Sabah 07.00 da Koufonisi adasına gitmek üzere tonozumuzdan ayrılıyoruz.Adadan daha bir mil uzaklaşmadan ilk balığımızı alıyoruz. 5 kg’lık bir Orkinos.

Kakıç ile yukarı alıp kuyruğundan rollbar’a asıyoruz. Bu seyire çıktığımızdan beri ilk defa olta attım ve hemen balık geldi. İnşallah şansımız hep böyle yaver gider. Balık tuttuğumuz için mutluyuz ama rüzgar yönünden bugün şanslı sayılmayız.Koufonisi için rotamızı Amorgos’un kuzey kıyıları üstünden tutmuştuk , fakat rüzgar tekneye göre 15-20 dereceden geliyor ana yelken ve trinket ile gitmeye çalışıyoruz ama nafile. Veriyoruz gazı herkes rahat.

Baluna teknesi adaya bizden önce varıyor.Biz gittiğimizde Koufonisi ile Kato Koufonisi (bu arada Kato aşağı demekmiş ) arasında cam gibi suya demiri çakmışlar bizi bekliyorlar.Biz çapa bile atmayıp Baluna teknesine aborda oluyoruz. Yemek ve yüzme molasından sonra Koufonisi adasındaki balıkçı barınağında boş bulduğumuz tonozlara bağlanıyoruz. Bu adada da bir liman var ve orayı da marina yapmışlar bizim tekneler için 35-40 euro para istiyorlar. Tasarruf iyidir diyerek biz balıkçı barınağındaki boş tonozlara gayet güvenli ve bedava bağlanıyoruz.Kıyıda tek restaurant var. Balığımız ağır olduğu için taşıyamayacağımızı düşünerek restauranta akşam yapması için teslim ediyoruz. Daha sonra adanın merkezini gezmek için 15-20 dakika yürüyoruz.

Yol çok keyifli manzaralar çok güzel köydeki dükkanlar lokantalar hepsi pırıl pırıl müşterilerini bekliyor. Kendi kendimize balığımızı o tavernaya bırakmakla hata yaptık mı diye de düşünmeden edemiyoruz. Hava kararırken geri dönüp tavernadaki rahat masamıza kuruluyoruz. Mezeler geliyor nefis mi nefis, fava ve horta (haşlanmış yeşillik) acayip lezzetli, balığımız geldiğinde ise gözlerimiz yuvalarından fırlıyor. Adamlar koca balığı tek parça halinde o kadar güzel pişirmişler ki tadına doyamıyoruz. Bol meze uzo ve bu pişirme ile 4 kişi 37 euro para ödüyoruz.

Anlayacağınız bu kadar lezzete inanın çok ucuz. Eğer bu adaya yolunuz düşerse mutlaka balıkçı barınağındaki bu restaurantta yemeğinizi yiyin ve boş tonoz görürseniz güvenle barınağa bağlanın.

Neyse bu günlük bu kadar yazı yeter, Schoınousa da görüşmek üzere.