Blog

 

Sivoto Mourtos / 08.08.2016

 

Sabah 9,30 da Lakkadan çıktık. Rotamız Ana kara üstünde olan Sivoto Mourtos, yolumuz 12 mil toplam.Rüzgar yine yok.Ege’den çıktığımızdan beri hiç rüzgar görmedik desem yeri var. Sürekli motor seyri yapıyoruz. Gideceğimiz yerler birbirlerine çok yakın neredeyse daha motor ısınmadan gitmek istediğimiz yere geliyoruz. Bu kadar çok motor çalıştırmak çok mazot yakmamıza sebebiyet veriyor ve bu kadar kısa kısa motor çalıştırmakta ayrıca yakıt sarfiyatımızı arttırıyor.

Bir buçuk iki saat içinde çok sakin bir seyirle Sivoto’ya varıyoruz. Yolda balık tutmak amaçlı sırtımızı atmıştık ama sonucu söylememeyeyim artık siz zaten biliyorsunuz Smile.

Etraf oldukça tepelik ama bizde olduğu gibi buralarda da tepeler evlerle dolu. Bu kasaba sırtını bir dağa yaslamış ve dağın üstündeki otlaklar sapsarı aynı İzmirdeki gibi. İzmirde bu kanıksadığımız bir şeydi ama buralarda her yer yeşil olduğu için ufak bir sarılık bile insanın hemen dikkatini çekiyor.

Burada alarga değil de limana bağlanmak istiyoruz zira su almak istiyoruz. İlk başta mendireğe yöneliyoruz. İçerisi tıklım tıklım dolu, biraz eyleniyoruz sanki bir büyük bot çıkacak gibi. Çıkıyor ama görevli olduğunu sandığımız kişi o yere getirip başka bir büyük botu koyuyor. Konuştuğumuz da bize bir yer gösteriyor ama çok berbat biryer. Beğenmeyip şehir rıhtımına yöneliyorum. Rıhtım boş çünkü her türlü dış etmene maruz kalıyorsunuz. Hiçbir korunaklılık olmadığı gibi pilot kitabımız feribotlar geldiğinde oluşan hareketlerden tekneler birbirine çarparak zarar görebilir dikkatli olun  diye yazıyor.

Neyse biz uygun bir alana yanaşıyoruz beton rıhtımdan uzak durmaya çalışıyorum her yer insan kaynıyor ama halatımızı almaya gelen kimse yok  Frown !!! Ebruyu rıhtıma dikkatlice çıkartıp halatlarımızı bağlıyoruz.Bağlandığımız yerin hemen yanında yerde su hortumu var Ebru kontrol ediyor su var. Wink Laughing Hemen depoyu doldurmaya başlıyoruz. Bu arada kardeşim Nihal elde birkaç çamaşır yıkıyor bir yandan. Depomuzdaki sularımızda çok az da olsa koku olmaya başladı son günlerde. Bunun için depoya bir miktar Domestos koyuyoruz. Bu sorunla geçen seneden beri uğraşıyoruz aslında . Geçen sene çok daha fazla idi bu sorunumuz. Çözmek için çok uğraştık ve bulduğumuz çözüm depoya tam iki şişe Domestos döküp depoyu ağzına kadar doldurmak oldu. Bu şekilde depoyu bir hafta beklettik sonra tüm suyu tekrar boşalttık ve depoyu iyice çalkalıdıktan ve kokudan kurtulduk yada kurtulduğumuzu sandık işte yine karşımıza çıkıyor.

Herkese bir anda sormuş olayım. Varmı bu sorunumuza kalıcı bir çözümü yada çözüm önerisi olan.. Çözümü olan varsa buradan bize çözüm önerisini yazarsa çok seviniriz. Bizim depomuz toplamda 1 ton ve çok çeşitli yerlerden su alıyoruz kontrol etme ve seçme şansımız yok. Çözümü ona göre söyleyin yani.

Nerde kalmıştık laf karıştı heh biz suyu dolduruken bir eleman geldi su istermisiniz Smile dedi alıyoruz dedik gitti hayretle çeşmeleri kontrol etti ve makbuzu çıkarıp 5 euro dedi. Parayı kendisine toka ettik Money Mouth Şimdi eleman alışmış küçük teknelere ya , ikide bir gidip gelip doldumu diyor. Biz bir yandan Domestos borulardan geçsin diye suyu tüm çeşmelerden akıtıyoruz bir yandan içerde çamaşır yıkanıyor zaten depo bir ton dolmak bilmiyor. Dört beş gelişten sonra sıkılıp gelmez oldu bizde rahat rahat teknenin üstüne bile su tuttuk Cool Smile

Su alma işimiz bittikten sonra burada kalalımmı diye düşündük ama hemen vazgeçtik. Hem güvenli değil hemde lağım kokusu var rıhtımda.Bu arada biz tekneyi biraz uzak bağladığımız için Ebru karada kaldı. Oradan bizim için alışveriş yapıyor çöplerimizi atıyor falan. Bir ara düşündüm onu bırakıp gidelim mi diye Tongue Out Tongue Out“yok yok ben karım’sız yapamam” Innocent deyip tekrar rıhtıma yanaşıp Ebruyu alıp halatları çözdük.

Bu çevrede iç içe geçmiş dört beş tane ufak ufak adalar var. Üstlerinde yaşam yok ama bir sürü demirlenecek yer var. Bizde kendimize güvenli bir alan bulup 4 metre derinlikte demirledik.Ana limanı uzaktan görüyoruz. Herkes denize giriyor ama dedim ya biz deniz konusunda biraz şımarık olduğumuz için denize de girmiyoruz. Ama keyifli bir yer , hava oldukça serin ve çok hafif bir rüzgar var.Botla birkaç kere şehre dondurma yemek ve ekmek almak için gittik. Çok turistik , bolca dondurmacı, makarnacı ve Cafe olan bir yer.Temiz ve düzenli.

Yunanistan’ın İyon adalarının her tarafını İtalyanlar kaplamış. Sanki İtalyadayız. Nerdeyse Yunanca konuşulmuyor.İnsanlar hem karadan hem denizden buralara geliyorlar sanırım. Gördüğümüz 10 teknenin abartmayayım yedisi sekizi İtalyan bayraklı. E bu kadar İtalyan olursa köyde de her taraf dondurmacı ve makarnacı olur tabiki.

Neyse lafı fazla uzattık. Burada da iki gece kaldık. Şu an  saat 09.15 prensesler  ve prens Yell hala uyuyor. Onlar uyanır uyanmaz biz Corfu adasına doğru yola çıkacağız.

Hoşçakalın

08.08.2016

 

Paxoi - Antipaxoi

Corfu