Blog
Balear adaları geçişi / 06.09.2016
En son yağ değiştirmek için size hoşcakalın demiştim.İşte şimdi buradayım . Motor bakımını sağı solu kirletmeden bir güzel yaptım. Hatta her tarafı çok temiz bıraktığım için Ebrudan aferin bile aldım . Ellerimde ufak tefek cıvataların bıraktığı hasarlar var ama o kadar olacak artık
.
Bugün carlofortede üçüncü günümüz. Arabalı vapur ile karşıdaki küçük ada olan Antioco’nın Calesetta kasabasına gideceğiz. Oradan otobüs ve trenle Sardunya adasının en büyük şehri olan Cagliari’yi gezeceğiz. Arabalı vapurumuz sabah 8.20 de hareket ediyor. Karşı kıyı çok yakın zaten, hemen varıyoruz. Otobüsün kalkmasına yaklaşık bir saat var. Bu arada biz Calesetta kasbasını şöyle bir turluyoruz. Otobüs durağını gören bir cafe de oturup kahvelerimizi keyifle içiyoruz.Şirin bir kasaba ama kesin olan şey sezon buralarda bitmiş her yer sessiz ve sakin. Otobüsümüz bizi yaklaşık 20 kilometre uzaktaki tren istasyonuna götürürken biz keyifle etrafı seyrediyoruz. Bu tip şehirlere gittiğimizde genellikle araba kiralıyoruz ve bu benim hiç hoşuma gitmiyor. Zira kullanan hep ben oluyorum ve etrafı doya doya seyredemiyorum. Ama otobüsle öyle değil. Yol üstündeki bütün kasaba ve köylere uğruyor ve yavaş haraket ettiği için hiçbir şey kaçırmıyorsunuz. Ebru ile büyük şehirlere gittiğimizde oralardaki hayatı daha fazla izleyebilmek için hiç bilmediğimiz bir otobüse binip sağı solu izleyerek son durağa kadar gidiyoruz sonra yine aynı numaralı otobüse binip başladığımız yere dönüyoruz.Bunu yapmayı seviyoruz nedense.
Otobüsten inip tren biletlerimizi aldık. Trenin gelmesine daha bir buçuk saat var. Tam istasyonun karşısında alışveriş yerleri var. Oraları geziyoruz. Güzel dükkanlar var hatta ikinci el ıvır zıvır satan kocaman dükkan bile gördük. Bir evde yaşıyor olsak alacağım birkaç parça bile buldum. Neyse trenimiz geldi ve yine etrafı seyrederek kısa yolculuğu tamamladık. Buralarda dikkatimi bir şey çekti.Etraf çok boş. Yani insanlar adanın bu yakasına pek yerleşmemiş. Çok az köy ve kasaba var. Olanlar da ufacık zaten. Toprak kumlu gibi beyaz sanırım çok verimli değil ve güzel ürün alınamıyor. O yüzden de çiftçilik yapılmıyor sanırım , herkes büyük şehirlere gitmiş demekki.
Cagliari’ye giderken telefonumuzu almayı unuttuğumuz için fotoğraf çekemedik ama zaten de kaçırdığınız çok bir şey de yok. Biz liman çevresinde şehri şöyle bir dolaştık. İzlenimim şu oldukça pis ve bolca yıkık dökük bina var çevrede. Belki daha güzel olan yerleri vardır biz göremedik. Aldığımız bir şehir haritasında gezip görülecek yerler olarak 10-15 tane bina gösteriyordu. Bazılarını bulup şöyle bir izledik ama pek matah şeyler değillerdi. Oturup birşeyler içtik ve daha sonra fazla geç kalmayalım diyerek tren istasyonuna dönüp tekneye vakitlice döndük.
Carloforte o kadar turistik bir şehir ki herşey çok pahalı. Tam karşısındaki adada diesel 1,30 euro iken burada 1,59 euro. Bir şişe bira 4 euro. Yakıt almamız lazım ama marinalarda istasyon yok. Bidonla taşımamız gerekiyor. Bende yedek bidonları depoya dolduruyorum pahalı mazottan almıyorum. Sabah erkenden Balear adalarına gitmek için yola çıkacağımız için erkenden yatıyoruz.
Sabah 06.00 da kalkıp yola koyuluyoruz. Hedefimiz Menorca adası ve gideceğimiz mesafe 196 mil. Limandan çıkar çıkmaz ana yelkeni basıyorum. Adanın kuytusundan çıkar çıkmaz dalgalar ve rüzgar tekneye 20 derece açı ile gelmeye başladı. Dalga boyları bayağı iri ama 2-3 saat içerisinde bu dalgaların azalması gerekiyor hava durumu sitelerinin söylediğine göre . Öyle de oluyor ama yolculuk boyunca dalga bizi hiç rahat bırakmadı. Rüzgar 15 knotun üstüne çıkmadı ama hızımız dalgalar sebebiyeti ile hiç artmadı. Diğer uzun geçişlerimize göre en yavaş seyrimiz bu oldu. 34 saatte 196 mili katettik. Seyrimiz boyunca çok önemli bir olay gerçekleşmedi. Fakat çevremizdeki gemi trafiği hiç durmadı. O yüzden bu tip uzun gezilere çıkacak olanlara Ais’in önemini bir kere daha vurgulamak istiyorum. Bir geminin yönünü , hızını ve sizinle çatışmaya girecek mi girmeyecek mi onu çok önceden görebilmek acayip bir kolaylık.
Ben tekne ile gezerken gecelerden hep çok fazla korkuyorum. Uzun bir yola çıkmadan hesaplarımı iyi yapmaya çalışıp gideceğim yere gece varmamaya çalışıyorum. Hatta mümkünse öğleden önce gideceğim yerde olabiliyorsam çok memnun oluyorum.
Balear adaları için elimizde pilot kitabımız yok. Dolayısıyla gitmek istediğimiz her yeri haritamızdan seçmek zorundayız . Menorcaya geldiğimizde haritadan bir koy beğendim ve ilk olarak oraya gittim. Çok güzel bir koy ama bizim teknemiz için çok dar, kaloma vermek imkansız hemen terk ettik.
Ana limana girmeden önce bir koy daha var onu deneyelim dedik ve ona da girdik o koyda da hem tonozlar var hem de çok dar ondan da vaz geçtik .
Hadi uğraşmayalım marinaya gidelim derken şimdi kaldığımız her havaya kapalı ama çok sığlıkların olduğu bu demir yerini bulduk. Biraz dolaştıktan sonra kendimize uygun bir yer bulup 5 metre suya demirledik. Hemen 7-8 metre arkamız bel hizasında sığ. Yani demir tarasa hemen karaya oturacağız. Allahtan ultramız her zaman çok iyi tutunuyor. Deniz oldukça bulanık ve pis adanın yerlileri tekneleri ile gelerek burada denize giriyorlar. Yarım mil daha gitseler pırıl pırıl sular var. Niye bu pis suya gireler anlayamıyorum.
Bu demir yeri şehrin merkezine oldukça uzak bota atlayıp hem marinalar ile konuşmak hem de gezmek için şehrin merkezine gidiyoruz. Çok keyifli bir yer .
Kısa dönemde gezmek için fazla büyük. Zaten bir iki gün şehir merkezindeki marinalarda kalacağımız için gezimizi kısa tutup evimize döndük.
Hoşcakalın
05.09.2016