Blog

 

İbiza'ya ceeeh eeee - Alicante'ye devam / 14.09.2016

 

Mallorcanın  Colonia Sant Jordi kasabasında alargada tam dört gün kaldık, hem dinlendik hem de araba kiralayarak adanın merkezi olan Palma şehrini ve çevresini bolca gezdik. Palma bildiğiniz büyük şehir. Çok temiz ve düzenli. Eski şehir özellikle çok güzel. Daha önce de söylediğim gibi buralarda sezon bitmiş ama yine de oldukça kalabalıktı. Marinaları görseniz inanamazsınız binlerce yelkenli ve direkleri şahane bir görüntü sergiliyor. Ayrıca bir sürü mega motor yatlar da var tabi. Hele bir Katedral var ki gece görüntüsü çok ihtişamlı. Gece uzaktan gördüğünüzde yuh be böyle bir güzellik varmı diyorsunuz. Çektiğimiz fotoğraflardan bir kaçını buraya koyayım da bakalım sizde bizimle aynı mı düşünüyorsunuz.

 

Mallarco adası gelinip görülmesi gereken bir yermiş bize göre. Keşke daha uzun vaktimiz olsa da bu adada daha uzun kalıp sindire sindire gezseydik. Ama yol bizi bekler diyerek Armandoyu yolculadığımız günden sonra sabah 06.00 da İbiza adasına doğru yola koyulduk. Yolumuz yaklaşık 80 mil. 13 saatte bu yolu kat ederiz diye düşündük.Rüzgar istikrarsız. Yol boyu en fazla 10 knota kadar çıktı. Tabiki bizim motorumuza yine çok iş düştü. Rüzgar az olunca ve bende yelkenlerimi sağlam olması açısından oldukça kalın kumaştan yaptırtığım için özellikle Cenova yelkenim hiç iş yapmıyor. Bundan dolayı rüzgar hafif olduğunda Cenova yelkenimi açmak yerine Code zero yelkenimi basıp bayağı verimli kullanıyorum. Ama tekne bir tank kadar ağır olduğundan ona rağmen hafif havada hiç yürümüyor. Bende basıyorum motora, ana yelken ve code zero ile birlikte. O zaman ancak 7-8 mil hızlara çıkıyoruz. Benim tekne ben onu yüklemeden önce 2400 devirle giderken 6,5 mil hız yapıyordu. Ben bu yolculuğa çıktığımdan beri aynı devirde en çok 6,1 mil hız  yapıyor. KOZA’mız rüzgar ne zaman 18 knot üstüne çıkıyor o zaman şahlanıyor Smileve anında 8 mil süratlere çıkıyor ve bu gidişin tadına doyum olmuyor. Bizim şansımıza Ege denizi hariç doğru düzgün hiç rüzgar yakalayamadık. Ama şunu da itiraf etmeliyim , gitmek için hiçbir zaman rüzgar beklemedim. Ben planımı yapıyorum ve gidiyorum. Hava durumu 25 knot rüzgar gösteriyorsa yola çıkmıyorum. Hava durumu sitelerinin  belirttiği rüzgarın üstüne en az 5-10 knot ilave edilmesi gerektiğini düşündüğüm gruptanım ve bunun zararını şimdiye kadar gördüğümü söyleyemem. Bu arada yola çıktığımdan beri PocketGrip sitesinin grip dosyalarını kullanıyorum. Çok çok memnunum. Daha önce Ege denizi için Yunanistan hava durumu sitesi www.poseidon.hcmr kullanıyordum. PocketGrip sitesini arkadaşım Mahir Günşiray’dan öğrendiğimden beri Yunan da bile bu siteyi kullandım ve herkese tavsiye ederim.

Ibıza adası ana limanın önüne saat 17,30 gibi ulaştık. Ana limana girip marina kirası ödemek istemiyoruz. Haritamız ana limanın kuzeyinde bir demir yeri gösteriyor o tarafa doğru yöneliyoruz. Ama demir yerinde acayip bir soluğan Frownvar burada demirlemekten vaz geçip adanın alt ucunda ana limandan iyice uzakta korunaklı olduğunu düşündüğüm buruna doğru motora yol veriyoruz. Bu şekilde adanın ana limanından uzakta ve bir burunun arkasında 5 metre suya demirimizi salıyoruz. Deniz mükemmel görünüyor. Hemen suya dalıyoruz Cool . Keyifle en az yarım saat yüzüyoruz. Arkamızda bir kumsal ve her taraf Adem Havva dolu ve hepsi genç. Tekne üstünde özellikle Alman ve Fransız Adem Havva’larını çok görüyoruz ama onların hepsi yaşlılar ve manzaramızı bozuyorlar. Neyse Ebru’dan fırça yememek için bu tip konulara hiç girmeyeyim. Konuşturuyorsunuz beni yaaaa LaughingSmile. Hep sizin yüzünüzden Tongue Out .Yemeğimizi yedikten sonra 22.30 gibi yattık ama uyumak ne mümkün acayip bir soluğan var. Rüzgar kesinlikle yok ,bu soluğan nereden geliyor bir türlü çözemedik. Saati yarı uyanık vaziyette 03.00 yaptık ve Ebru’ya “uyamıyoruz bari yola çıkalım mı “ dedim o da dünden hazırmış zaten ve 03.30 da Alicante’ye doğru yola koyulmuştuk bile. Şimdiye kadar gittiğimiz hiçbir adayı bu kadar çabuk terk etmemiştik. Zaten burada bir gün kalıp adayı gezeriz diye planlamıştık ama onu bile yapmadan palas pandıras kaçtık .

Alicante için 100 mil gideceğiz. Rüzgar yine bildiğiniz gibi nerede kalmıştık yani.Yolculuk yine oldukça sakin geçiyor. Sakinlik balık açısından zaten şaşmaz bir şekilde devam ediyor. Tüm Akdeniz boyunca sadece bir balık yakaladık. Akdenizden çıkmak için şunun şurasında sadece 250 mil kaldı biz hala bir balıktayız. Okyanusa çıkınca da bu şekilde olursa yandık demektir Cry . Şeytanın bacağını kırmak için bildiğiniz bir yöntem varsa bana yazarsanız sevinirim. Anakaranın burnu gözükünce gemi trafiği de hareketlendi biraz, can sıkıntısından kurtulduk. Haritamız İspanya anakarasının  en ucu olan Cabo  De La Noa’nın 8 mil açığına gemi trafiği yol ayrımı işareti koymuş. Biz o hattı enine keserken gemi trafiği sanki bizi bekliyormuş gibi iyice arttı ama dev gibi gemilerin arasından selametle sıyrılıp saat 18.00 da Alicante marinadaki pontonumuza bağlandık.Burada iki tane marina var. Bunlardan bir tanesi sosyal clup ve daha ucuz. Önceden rezervasyon yaparak yer bulmak mümkün. Bizim teknemize günlük 63 euro fiyat verdiler. Diğer marina ise 110 euro fiyat verdi. İki marina da aynı mendireğin içinde ve ikisi de nerdeyse full dolu. Gündüz hiç birimiz uyumadığımız için oldukça yorgunuz ve ben 9.30 da uykuya dalıyorum.

Bu sabah erkenden kalktım Frown yine bir m.k varmış gibi. Bazen bu kadar erken kalktığım için kendim bile kendime kızıyorum valla. Şu ana kadar tekneden hiçbir yere çıkmadan temizlik işlerini hallettik. Yine bol bol çamaşır yıkandı. KOZA’mızı da bir güzel temizleyip,  baştan aşağı tuzlarından arındırdık. Pırıl pırıl mis gibi oldu.

Yarın Ebru’nun kuzeni ve Eşi bizi ziyarete geliyorlar. İspanya ya bayram tatilini geçirmeye geleceklerdi bizde bunu fırsat bilerek Türkiye’den üç beş parça eşya istemiştik onları da getiriyorlar sağ olsunlar.

Şimdi birkaç gün buradayız. Görüşmek üzere.

 

14.09.2016   

 

Menorca'dan Mallorca'ya

Artık batılı olduk !!!