Blog
Atlantik geçişi 1. ve 2. günler / 19.01.2017
1.Gün :
Bugün 20.12.2016 sabah saat 10.30 da Mindelo’dan yola koyulduk. Önümüzde geçmemiz gereken tam 2100 mil yolumuz var. İnşallah rüzgar ve dalgalar kolayımıza olur. Arıza ve sağlık problemleri yaşamayız.
Bu yazıları günlük olarak tutuyorum. Hatalar ve tekrara düşmeler olursa şimdiden kusura bakmayın.
Aslında dün akşam üstü yola çıkacaktık ama ortak hareket ettiğimiz Mİ Vida teknesinin ana yelkeninin balenlerinden biri kırılmış onunla uğraştıklarından ve işleri de gecikince yarın çıkalım dedik. İnşallah hakkımızda hayırlısı olur.
Marina paramızı daha evvel ödemiştik ama sabah bir günlük daha ödeme yapmak üzere marina ofise gittim. Bilgisayarları upgreate ediliyormuş onun için yarım saat sonra gelin dediler. Bende fırsattan istifade taze ekmek almak için ara sokaktaki fırına gittim. Esmer undan çok güzel bir ekmek yapıyorlar. Dün zaten yeterli ekmeğimizi almıştık ama ekmekleri sıcak sıcak görünce dayanamayıp iki tane daha aldım. Her zaman söylerim teknede ekmeğin fazlası olmaz , biz yiyemezsek balıklar yiyiyor zaten. Bilgisayarın işlemi devam ettiğinden dolayı hemen tekneye geçip kahvaltımızı marinada bağlıyken keyifle yaptık. Sanırım buradan çıktıktan sonra ilk adaya varıncaya kadar bir daha böyle rahat kahvaltı yapamayız.
Neyse herşey hazır son mesajları atıp ve son kez hava durumlarını alıp yola koyuluyoruz. Hava 20-23 knot arasında gidip geliyor. Dalgalar çok yüksek değil. 3. Camadan da ana yelken ve 3. Camadan da Cenova ile yola koyuluyoruz. Hızımız 7-8 knot aralığında .Tam karşımızda Santa Antao adası var. İki ada arasındaki boğazda keyifle ilerliyoruz. Santa Antao adasının güney doğu burnuna gelince Cenova terslemeye başlıyor ve hemen kapatıyoruz. Ana yelkeni full açıp yola devam ediyoruz. Hızımız 6-7 knot aralığında keyfimiz gayet iyi. Saat 13.00 olduğunda çıktığımız limandan yaklaşık 17 mil uzaklaşmışız ama hala Santa Atao’nun kuytusunda devam ediyoruz. Bakalım adanın kuytusundan çıktıktan sonra okyanus yüzünü bize nasıl gösterecek.
Sanki bunları yazdığımı fark etmiş gibi biz daha adanın kuytusundan çıkmadan rüzgarlar bir anda karıştı ve şuanda rüzgar tam kafadan karmakarış olarak geliyor. Sanırım adanın yüksek ( 1850 metre) dağlarının etkisiyle rüzgarlar dönüyor. Hemen istemeye istemeye marşa basıyoruz. Adanın kuytusundaki bu girdaptan acilen çıkmamız gerek. Zannımca en az bir 10 mil yol katetmemiz gerekiyor. Teknenin rüzgar göstergesi sapıtmış gibi her yöne dönüyor sürekli. Hiç beklemediğimiz ilginç bir durumla karşı karşıyayız. Daha yolun başında biz motor çalıştırdık, bakalım saatler ve günler bize daha neler gösterecek.
Adanın rüzgarları etkileyen kuytusundan kurtulmak için akşam üstü 18.00 a kadar motor çalıştırdık. Rüzgarı yakalamak için var gücümüzle adanın kuytusundan uzaklaşmaya çalışıyoruz. Ama bu hiçte kolay olmuyor.Dalgalar karışık rüzgarlarla birlikte her yönden tekneye hücum ediyor. Hızımız 2200 devirde en fazla 3,5-4 knotlara kadar ancak çıkabiliyor. Dalgalar çok etkin. Resmen bir cendereye girmiş gibiyiz. En nihayet sancak kontradan 13-15 knot arası rüzgarı yakalıyoruz ve rahat ediyoruz. Hemen motoru kapatıp ana yelkenin yanına cenovayı 3.camadan da açıyoruz ve hızımız anında 6-7 knot aralığına çıkıyor.
Bu arada hava çok bulutlu ve arada sırada yağmur taneleri düşüyor ama çok etkisizler.
Saat 19.00 gibi yemeğimizi yiyiyoruz. Yemekte tas kebabı ve yoğurt var. Sabah kahvaltısı ile bu saate kadar durmuşuz ilaç gibi geldi bu yemek valla.
Gece saat 21.00 gibi uyumak için kıç kamaraya geçiyorum. Ebru ilk nöbeti alıyor ama ben tedirgin bir uyku ile 23.30 kadar bir çok kez uyanarak uymaya çalışıyorum. En nihayetinde kendime bir kahve yapıp Ebru’dan nöbeti devralıyorum. Gece 01.00 da yine yağmur atıştırıyor ama çok etkisiz. 01.30 da 25 mil çapımızda tam dört tane gemi olduğunu AİS te görüyorum. İki tanesi kargo, diğer ikisi ise balıkçı gemisi. Karalardan 80-100 mil açıktayız altımızda 4000 metre deniz var ve bu balıkçılar nasıl bir avlanma yöntemi ile bu sularda avlanıyorlar merak etmeden duramıyorum. Okuduğumuz seyahat kitaplarında bu geçişlerde hiç tekne görmediklerinden bahsederler . Meğerse hiçte öyle değilmiş demek ki. Ya uyuduklarından ya da AİS’leri olmadığından çevrelerinden geçen gemileri göremiyorlarmış sanırım. Bana göre bu gemiler herkesin yanından hep geçiyorlarmış ve bunlardan haberdar olmamak çok korkutucu.
Ebru 03.20 de kalkıyor. Tam yatmaya gidecekken iskele tarafımızda bir çakar fark ediyorum. Biraz daha dikkat edince her tarafımızda çakarlar olduğunu görüyoruz. Kaçma ya da etraflarından dolaşma şansımız hiç yok. İnşallah yüzer ağ değildir diyerek aralarına dalıyoruz. Bu arada yaklaşık 3 mil iskele tarafımızda olan Mİ Vida teknesini telsizle uyarıyoruz. Allahtan yüzer ağ değillermiş ve aralarından rahatlıkla geçiyoruz ama kaç yaş yaşlandığımı bir de siz bana sorun. Benden size tavsiye AİS ekranında bir balıkçı teknesi görüyorsanız ve hızı 3-4 mil seviyelerindeyse çevrenize çok dikkat ederek seyre devam edin inanın bir ağa ya da şamandırasına takılmamak işten bile değil.
Temiz suya ulaşınca nöbeti devredip sıcak yatağa dalıyorum.
Şu an saat 07.30 Ebru uyuyor. Hava aydınlanmış durumda ama çok bulutlu ve kapalı bir gün. Rüzgar 18-22 knot aralığında gidip geliyor. Dalga boyu 2,5-3 metrelerde. Hızımız 6,5-8 mil arası değişiyor.
Saat 10.30 olduğunda ilk 24 saatimiz doluyor ve chartplotter ekranından 153 mil yol aldığımızı görüp sonraki gün için göstergeyi sıfırlıyorum.
2. Gün : 21.12.2016
Dünden itibaren hergün aynı saatte 1,5 dakika sürecek videolar çekerek size o anda denizin durumunu göstermeye çalışacağız. Bu çektiğimiz videoları seyrettiğinizde sizde hergün Okyanusun durumunun ne şekilde olduğunu nispeten öğrenmiş olacaksınız. Tabiki aslında bu hiçbir şey ifade etmeyecek zira denizin ne zaman ne olduğunu yada olacağını bir tek poseidon biliyor. Hee bu çektiğimiz videoları nerede nasıl siteye yüklerim bilmiyorum ama çekmeye karar verdik işte. Bu videoları sadece Atlantik geçişi boyunca yapacağız.
Çalışan doğru dürüst bir internet bulabilmek bu seyahatin en zor yanlarından biri. Bulduğumuz internetler genellikle o kadar yavaş oluyor ki bloğa bir yazı yada fotoğraf yüklemek saatlerimi alıyor. O yüzden okurken sindire sindire okuyun
Bugün deniz oldukça kabarık dalgalar çok büyük. Sancak kıç omuzluğumuzdan (artık iskelenin teknenin baş tarafına doğru bakarken sol taraf, sancak’ın ise sağ taraf olduğunu hepimiz biliyoruz değilmi ) dağ gibi geliyorlar. Hava durumu tahmin sitelerine göre bugün ve yarın hava bu şekilde olacak fakat Cuma ve cumartesi rüzgar biraz daha fazla olacak diye tahmin yapmışlar. İnşallah hava değişir ve bir miktar düşer. Zira okyanusta 25-30 havalar oldukça yorucu olabiliyor.
Bu nöbet tutma işi çok zor ama sanırım nöbet tutma işini hiçbir zaman bırakmamalıyız. Başlangıçta adadan 200-300 mil uzaklaştıktan sonra nöbet tutmayız demiştim ama artık devam etmek istiyorum. Aslında nöbeti gemiler falan için değil dalga ve rüzgarlar çok fazla olduğu için tutmak istiyorum.
Yola beraber çıktığımız Mİ Vida teknesi ile hala arka arkayayız. Aramızda 2-3 mil mesafe oluyor genellikle. Bu durumdan hem onlar hem biz çok mutluyuz. Gece nöbette okyanus ıssızlığında tanıdık bir ışık görmenin verdiği güven duygusunu anlatamam size. Birimizden birine bir şey olsa bir arıza ne bileyim yada başka bir şey hemen yanında sana yardımcı olabilecek birilerinin olduğunu bilmek çok güzel bir şey. Yola çıkmadan Sevgili Özkan Gülkaynak ile sohbetlerimizde ben hep şu yedek parça da alınmalı falan dediğimde o da bana “oğlum teknenin aynısından yedekte çekmen lazım “ derdi. Bak Özkan gördünmü yedekte çekmiyorum ama güvenlik için iki tekne beraber gidiyoruz işte.
Az önce yani 13.30 da günlük videomuzu çektim. Şuan saat Capo Verde saati ile 13.45 rüzgar 21 knot ve hızımız 6.8 knot Martinik rotasında devam ediyoruz. Aslında rotaya falan baktığımız yok. Biz rüzgarın bizi götürdüğü yere yani kolayına gidiyoruz. Şansımıza rüzgar şu ana bizi tam Santa Lucia üstüne götürüyor. Orası da Martinik adasına sadece 25-30 mil mesafede zaten ziyaret edeceğimiz bir ada.
Biliyorum ki herkes bana ne balıkları tuttunuz diye soracak, soruyor. Biz ise hiç olta atmıyoruz. O kadar çok yemeğimiz var ki üzerine bir de balık yakalarsak yazık olacak hayvana. Zaten deniz çok kabarık birde balık yakalandımı onun uğraşı etrafa saçılan kanların temizlenmesi, balığın temizlenmesi falan hiç uğraşamak istemiyorum valla. Belki yolun sonuna doğru atarız. O zaman tutarsak karaya vardığımızda rahat rahat temizleyip pişirebiliriz. Bakalım nasip.
Akşam güneş kıpkırmızı battı. Battıktan sonra da bir sürü kızıllık bıraktı ardında. Bende o kızıllıkları fotoğraf makinesinin içine doldurdum istediğiniz kadar kullanın diye .
Bugün öğlen salata yedik nefis olmuştu. Mindelo’nun Pazar yerinde tazecik yeşillikler satılıyordu bolca aldım. Bize 3-5 gün çok rahat yeter. Yanında da fırından aldığımız mis gibi ekmek şahane gitti valla. Ebru da sağ olsun salatayı peynirli falan o kadar çok yapmış ki. Sanırım akşama yemek falan yiyemeyiz. Olsun bizde meyve ile geçiştiririz akşamı.
Ebru 18.30 benim ısrarım ile uyumaya gitti.Bir saat uyusa kar kardır. Yarım saat oldu hala gelmedi demekki uyuyabilmiş. Geceleri düzensiz ve az uyuduğumuzdan yola çıktıktan 1-2 gün sonra yorgunluk insanı iyice etkilemeye başlıyor. Bana bu tip uzun yolculukların en zor yanı ne derseniz kesinlikle DALGALAR ve NÖBET derim hiç düşünmeden.
Nöbetler için herhangi bir saat koymasakda , nöbet çizelgemiz doğal yöntemlerle oturmuş durumda. Ben 20.00-23.30 arası uyuyorum. Ebru 23.30-03.30 arası uyuyor. Sonra tekrar ben 03.30-07.00 arası uyuyorum . Ben kalkınca ebru yatıyor artık ne kadar uyuya bilirse. Bu sistem bizi en az zorlayan ve kolay gelen sistem. Kimse kimseyi zorda kalmadığı sürece uyandırmıyor . ikimizde yaklaşık yukarıda yazdığım saatlerde kendiliğimizden kalkıp nöbete başlıyoruz.
Saat şu anda 07.30 ve Ebru az evvel yattı. Kalkınca kahvaltımız yaparız. Okyanusta olmak bizim yemek düzenimizde hiçbir değişiklik yapmadı. Ne bileyim hani bazılarını çok kötü etkileyip günlerce kusmalarına sebep oluyor ya. Bizde hiç öyle şeyler olmadı. Biz normal hayatımıza devam ediyoruz sanki Yunan adalarında gezer gibi . Sanırım tek fark her zamankinden daha az yemek yiyiyoruz. Belki de bunu bilinç altımızda bilerek yapıyoruz. İkimizde kilo vermek istediğimizden.
Hava şu anda kuzey doğudan 20 knot esiyor. Dalga boyu 2,5 metre kadar. Sallan yuvarlan 7,5 knot hızla batıya doğru gidiyoruz. Daha çoooook yolumuz var. Saat 09.30 da 18 mil önümüzden 275 metre boyunda bir tanker Güney Afrika yönüne doğru geçti gitti. Hep dediğim gibi okyanusta o kadar da yalnız değiliz.
Eveeet saat 10.30 ve biz ikinci günde toplam 161 mil yol katetmişiz.