Blog

 

Atlantik geçişi 7. ve 8. günler / 27.01.2017

 

7. Gün : 26.12.216

Her gün olduğu gibi yorucu, yıpratıcı ve uykusuz bir gece geçirdik. Sevmiyorum bu nöbet işini , aslında doğru dürüst de tutmuyoruz artık ama yine de çok yorucu. Telefonun alarmını her yarım saatte bire ayarladık. Her yarım saatte bir kalkıp etrafı kolaçan ediyoruz sonra AİS ekranını da kontrol edip tekrar yatıyoruz.

Gece dalgalardan ve yalpalardan teknenin içi felaket gürültülü sürekli tetikte uyuyorsun. Tabiki de dinlenmeden kalkmış oluyorsun. Birkaç gün olsa sorun değil ama süre uzayınca insanı çok olumsuz etkiliyor.

Mahir’den hava durumu bilgisi geldi. Kötü haber var. İki gün rüzgar yokmuş. Bu da bize sallantı ve yalpa olarak geri dönecek demektir.

Saat 11.00 da aküler için motor çalıştırdık ve şarj lambamız yandı Yell. Başımdan aşağıya resmen kaynar sular döküldü Cry. Nasıl yanar yaaaaa CryCry. Tenerife ye gelirken aynı arızayı yapmıştı. Bende günlerce uğraşıp yeni parçalar monte edip her şeyi çalışır hale getirmiştim. Yine başladığımız yere döndük. Akülerimiz şarj olmuyor. Hatırlarsanız Tenerife gelirken son iki günümüzde yaşamıştık bu sorunu. Hedefimize varmaya son iki gün kaldığı için motoru kapatmadığımız için çok büyük sorun olmamıştı. Ama şimdi bir adaya varmak için en az 7-8 güne ihtiyacımız var. Resmen Atlantiğin ortasındayız.

Allahtan Türkiye de bize yardımcı olabilecek arkadaşlarımız var. Sağ olsunlar . Arıza tekrar olursa diye onların önerisi ile aküleri sisteme direkt bağlayabileceğimiz bir şalter sistemini hep beraber yapmıştık. Hemen yedek sistemi devreye alıp motor çalıştığı anda akülerimizin şarj olmasını sağladım. Ama bu da kalıcı bir çözüm değil. Sadece ilk yardım. Kurduğumuz bu sistemele aküler sürekli olarak şarj da kalıyor ki bu da iyi bir şey değil. İşte o yüzden istemediğimiz zaman sistemi açıp kapamak için bir şalter satın alıp oraya uydurdum. Şu anda beş saattir motorumuz çalışıyor ve akülerimiz fullendi. İnşallah sorun çıkmaz.

Rüzgar hiç yok 5-6 knot esiyor. Bu da okyananus için esmiyor demek. Dalgalar devam ama sen gidemiyorsun. Resmen lunaparktaki hoplayıp zıplayan  oyuncaklarda gibiyiz. Allahtan motor çalışıyor da biraz yol alıyoruz yoksa sallantıdan içimiz dışımıza çıkardı valla.

Yani bugün kötü ve şanssız bir gündeyiz. Günlerdir bizi batıya taşıyan rüzgarımız bittiği gibi bir de üstüne ciddi bir arızamız var.

Hani zorlu bir iş yapılacağı zaman hep derler ya “kazasız belasız “ diye , ben bu seyire çıktığımızdan beri bu temenniye “arızasız” kelimesini de ekliyorum artık. Bizim gibi ıssızlığın ortasında iseniz arıza yapma ihtimali o kadar önemli bir hale geliyor ki anlatamam size. Arızamızı şimdilik geçici olarak çözdük gibi duruyor . Bakalım zaman neler gösterecek.

Kaygılanmaktan okyanusu yaşayamaz oldum. Zaten kaygıya meyilliyim şimdi her şeyden uyuzlanmaya başladım. Sürekli ses dinleyip şurası mı arızalanacak, burasımı diye söylenip duruyorum.

Neyse önümüzde karaya ulaşmak için yaklaşık olarak 7-8 gün sürecek yolumuz kaldı . İnşallah bundan sonra yeni bir arıza oluşmaz da rahat rahat gideriz. Bir de rüzgarımız geri gelse tadından yenmez valla.

Az evvel yapmış olduğum sistemi manuel olarak kapattım. Yaptığım kontrolda baktım ki arızamız düzelmiş. Yani motor tekrardan otomatik olarak akülerimizi şarj ediyor. Bu tabi ki sahte bir düzelme  sürekli aynı şeyi yapıyor. Bu arızamız için Türkiye de o kadar çok uğraşmış ve teknisyenler getirip baktırmıştım ki inanamazsınız. Kimse derdimize çare olamamıştı. Ülkede iken nispeten daha yakın yerlere geziler yapıyorduk. En uzun mesafelerimiz 100- 120 mil aralığında oluyordu. Bir sorunun olsa bile yaptırabilecek birilerine çok kolay ulaşabiliyordun. Öyle yada böyle sorun çözülüyordu. Burada ise kendinle başbaşasın . Her şeyi ben halletmek zorundayım.

Bizim alternatör sistemimiz  olan Balmar daha çok Amerika da kullanılıyor. Şimdi Karayiplere gidiyoruz. Oralara daha fazla Amerikan teknesi uğradığı için bu Balmar'ın dilinden anlayan birilerini buluruz diye düşünüyorum.

Bir arıza yetmezmiş gibi bir sorunumuzun daha olduğunu gördüm az evvel Yell. Ana yelken sarma sisteminin halatı, bumbanın pupa seyri sebebiyetiyle çok açılmasından dolayı kendi içinde bir yerlere sürtüp halatı zedeliyor. Tam üç yerde dynemaa halatın dış kabuğunda zedelenme var. Ana yelken açık olduğundan dolayı halatı çıkartıp yenileyemiyorum inşallah kopmaz diyerek devam ediyoruz. Ancak yelkeni kapatınca yada gideceğimiz yere varınca sorunu çözebileceğim.

Mevcut halatla yıllardır seyir yapıyoruz hiç bu sorunla karşılaşmamıştık. Ne zaman pupa ve geniş apaz seyirlere başladık o zaman bu problemimiz ortaya çıktı.

Tavsiyem  bizim gibi böyle bir yola çıkılacaksa  teknede kullanılmış halat kalınlıklarının  hepsinden EN AZ 100’er metre yedek halat bulundurmanızdır. Aslında ne kadar fazla o kadar iyi bana göre.

Şu an saat 19.00 rüzgar hiç yok 5-6 knot civarlarında tekne çok fazla yalpaya düşüyordu o yüzden biz tekrar motor çalıştırdık ve motorla yola devam ediyoruz. Sevgili Mahir’in verdiği hava durumu raporu rüzgarın yarın geleceğini söylüyor . Teknemizin mazot problemi yok sürünmek yerine motorla gitmeyi tercih ediyorum. Bu rüzgar ve dalgada motorumuzu kapatsak sanırım saatte 1-2 mil Surprised yol ancak alırız.

Saatlerimizi geri almamız lazım ama zamanı hesaplamaya üşendiğim için hala Capo Verde saati ile devam ediyoruz. Zaten şu anda saatin hiçbir önemi yok bizim için İşte hava kararıyor yada aydınlanıyor  sadece o kadar.

Gece 22.00 da yatıyorum. Motor çalışıyor anında uyuyorum. Bu motor sesi öyle bir şey ki diğer bütün sesleri bastırdığından ve tekdüze bir ses olduğundan insanın uykusunu anında getiriyor.  Bir ara telsiz’den gelen ses ile uyanıyorum. Ebru denizde bir ışık görmüş yada gördüğünü sanmış Mi Vida teknesini uyarıyor. Bu arada onlarda iyi haber almıyoruz. Teknede problem varmış ama ne olduğunu öğrenemiyoruz.

Şu an saat 10.00 Ebru hala uyuyor. Mi Vida teknesi geceden beri AİS ekranında görünmüyor. Ama ben 04.00 da kalktığımda seyir fenerlerini gözümle görebiliyordum. Şimdi gözle de onları göremiyorum.

Gece kıç kamarada motorun yanında o kadar rahat uydum ki anlatamam Smile. Yani şöyle söyleyeyim bu yolculuğun şu ana kadar ki en rahat uykusu idi. Ebru saat 04.00 da uyudu hala kalkmadı sanırım o da aynı şeyi söyleyecektir kalkınca. Tam altı saat oldu uyuyor. Gerçi ben sabah 08.00 de motoru kapatıp yelken seyrine geçtim ama hava sakin olduğundan uyumasına engel olacak  pek ses yoktur sanırım teknede.

Dün gece okyanus biz sakin yüzünü gösterdi. Deniz neredeyse dümdüz denebilecek sakinlikteydi. Tabiki bizde 20 saat boyunca motor çalıştırmış olduk. Önümüzde 1000 mil kadar yolumuz kaldı. Bu menzile her şartta mazotumuz yeteceğinden ben de korkmadan motoru çalıştırmaya devam ettim.

Aldığımız hava tahminin de rüzgarın bugün nispeten az ama yarın ve öbür gün tam bizim istediğimiz şekilde 15-20 knot aralığında olacağını öğrendik. Rahat motor çalıştırma konusunda bu tahmini de etkisi olmadı diyemem.

Ebru uyansın ve şahane bir kahvaltı yapalım. Güzel bir gün bizi bekliyor.

Rüzgar an itibariyle 10 knot civarlarında esiyor. Hızımız 5,5 knot, dalga çok az neredeyse yok denecek kadar. Tabi ki bu sakinlik bize az yol kat etme olarak dönecek. Onu da yarım saat içinde öğreneceğiz.

Yedinci günün sonunda son yirmi dört saatte 140 mil yol almışız.    

8. Gün : 27.12.2016

2000 milden beri yol arkadaşlığı yaptığımız Mi Vida teknesini sanırım artık kaybettik Undecided Cry. Dün gece 04.00 de ışıklarını görüyordum. O saaten sonra ne gözümüzle ne de AİS ekranında onları bir daha göremedik. Sabah saat 10.00 da telsizle çok kısa bir bağlantı kurabildik herhangi bir sorunları yoktu. Şimdi telsiz çağrılarımıza da cevap vermiyorlar. Dün konuştuğumuzda elektronik cihazlarında problemleri vardı. Sabah herşey yolunda demişti. 2000 mil boyunca en uzak kaldığımız an 10 mildi. O anın dışında gece gündüz her zaman gözümüz ile onları görebiliyorduk. İnşallah problemleri yoktur. Bu kadar uzun süre birlikte yol alabilmek özellikle okyanusta çok zor bir şey ve biz bunu başarmıştık. Önümüzde 1000 mil yol kaldı. İnşallah arkamızdan gelir ve bize yetişirler. Kopuşumuzu sanırım dün gece boyunca motor çalıştırmamız sağladı. Biz motor çalıştırmayı seçtik sanırım onlar yelkenle gelmeyi tercih ettiler ve hava da iyice az olduğu için aramız iyice açıldı. Ebru dün gece 03.00 da onların AİS ekranında 6,5 mil gerimizde olduğunu görmüş . Bende 04.00 da gözle çok zor olsa onları seçebiliyordum.

Saat 09.00 oldu Mi Vida teknesinden hala bir haber yok. Dün saat 20.00 gibi çok kısa bir anons aldık “koza koza mi vida “ diye , hemen cevap verdik ama yine onlardan ses yoktu. Bence kesin olarak elektronikleri bozuldu. Telsizden arada sırada ses duyuyoruz sanırım yapmaya çalışıyorlar ama beceremiyorlar. Şu anda onların nerede oldukları konusunda net bir bilgimiz yok. Sadece bizden 15-20 mil geride ve hemen hemen aynı rotada gittiğimizi düşünüyoruz. Hayırlısı ile sağ salim gelsinlerde Martinikte nasılsa görüşürüz.

Hava şu anda kapalı ve rüzgar oldukça canlı. Sağnaklarda 25 knotlara kadar çıkıyor teknenin rüzgar göstergesi. Şartlar oldukça zorlu . Denizin üstü köpükten görünmüyor. Zor birgün bizi bekliyor. Şu anda bu yazıyı bile çok zor yazıyorum. Hem tutunmaya çalışıp hemde yazı yazmak oldukça zor birşeymiş.  Zaten gece de çok zor geçmişti. Az personel ile bu deniz şartlarında nöbetlere dayanmak oldukça zorluyor bizi. Daha az yorulmak yada daha iyi dinlenebilmek için geçişlerde en az dört kişi olunmalı diye düşünüyorum. Bu şekilde herkes yeterli süre uyur ve dinlenme imkanı bulabilir.

Saat 10.30 olduğunda son 24 saatte 149 mil yaptığımızı görüyoruz.

 

Atlantik geçişi 1. ve 2. günler

Aralık ayı harcama dökümü