Blog

 

Zorlu Parkur 2 / 06.05.2017

 

Colombia’nın Santa Marta şehrine gelirken kötü denizler yiyeceğimizi düşünerek oldukça heyecanlanmıştık. Ama değil kötü denizler tam aksi olmuştu ve yelken bile yapamamıştık. Tüm yol boyunca motorla gelmiştik neredeyse. Santa Marta da güzel günler geçirdik. İlginç yemekler yedik ve bol bol sokaklarda dolaştık. Sakin ve pek turistik olmayan bir şehir. Aslında bizim niyetimiz direk olarak Cartegena’ya gitmekti ama hava az olunca burada da duralım mı diye düşünüp durmuştuk. İyi de yapmışız. Fakat burada alargada duracak bir yer yok. Çok güzel bir marina var ve oldukça da güvenli ama pahalı. Bizim tekne için 62 dolar günlük . Bu fiyatın içine elektirik su ve internet dahil. İnternet özellikle çok hızlı. Biz burada dört gün kaldık ve artık yeter diyerek Cartegena’ya doğru yola çıkma hazırlıklarına başlıyoruz.  Bu şehirden Sierra Nevada dağlarına yolculuklar yapılıyor ve buralarda hala oldukça kısıtlı şartlarda yaşayan birkaç tane kabile olduğundan bahsediliyor. Tabi bu kabileleri görebilmek için çok zor şartlarda yürüyüşler (günlük 8-10 saatlik yürüyüşler) yapılmalı ve uzun zaman geçirilmeli. İnternette bir yerlerde pek de misafirperver olmadıklarını okuduğum ve o kadar uzun yürüyüşleri yapmamızın zor olacağını düşündüğümüz için bu tip bir geziye gitmeyi düşünmedik. Kısacası YEMEDİ Kissdiyebiliriz.    

 “Zorlu yolculuk 2” ye başlıyoruz.

Cartegena’ya gece varmamak için hesap kitap yapıyoruz yolumuz yaklaşık 120 mil  ve sabah 09.00 da yola çıkıyoruz. Yol boyu bize çapariz verebilecek bir sığlık falan yok . O yönden rahatız ama bir tek sorunumuz var.  O da Barranquilla şehrinin içinden denize dökülen Magdelena nehri. Biz görmedik ama bu nehir oldukça büyükmüş ve döküldüğü yerden itibaren, karadan 20 mil açığa kadar etkileri devam ediyormuş. Hatta bu bölümlerde deniz sığlaşıyor ve  çok kötü dalga yapıyormuş. Aslında biz iyi ki de Santa Marta da durmuşuz bu sayede kötü denizleri gündüz geçeceğiz diye seviniyoruz. Marinadan çıkar çıkmaz güzel bir apaz rüzgarı yakalayıp full arma yelkenlerimizi açıp motoru kapatıyoruz. Rüzgar 15-20 knot aralığında dolaşıyor, dalga boyu da yarım metre civarlarında . Hızımız 6,5- 7,5 knot aralığında anlayacağınız keyfimiz çok yerinde.

Barranquilla şehri açıklarına gelmeden yaklaşık 10 mil önce deniz suyundaki renk değişimini fark ediyoruz. Hava oldukça iyi olduğu için biz rotamızı kıyıdan 10 mil açıkta olacak şekilde ayarlamıştık. Şehrin önüne yaklaştıkça denizin rengi iyice sarı renge döndü ve biz sorunsuz bir şekilde Magdelena nehrini ve Barranquilla şehrini geride bırakıp yolumuza devam ettik. Yani korktuğumuz hiçbir şey olmadı. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim. Biz bu yola çıkmadan önce hava tahmini sitelerini çok iyi takip ettik ve diğer önemli bir şey ise bu geçişin rahat yapılabilmesi için elimizdeki pilot kitap Nisan ayında yapılmalıdır diyor. Biz kısmen ona uymuş (mart sonu ) oluyoruz. Yani kıssadan hisse pilot kitapların söylediklerini dinlemek lazım. Alakasız bir mevsimde bu yolda olursanız kötü havaları yeme ihtimaliniz oldukça yüksek ve aynı kitapların yazdığı kadarıyla burada gerçekten çok kötü havalar oluyor.

Gecemizde oldukça rahat geçiyor. Ama şunu söyleyeyim oldukça fazla gemi trafiği var bu rotada. Ais’in çok faydasını yine görüyoruz. Bu alet sonuna kadar ödenen parayı hakediyor. Koza da hem radar hem AİS var ikisinden birini seç derseniz hiç düşünmeden AİS derim. Türkiye’den buraya geldik daha radarımızı bir kere bile çalıştırmadık. Ama AİS her saniye açık ve her zaman mükemmel iş görüyor. Bilmiyorum radar belki de ileride lazım olacak. Ne bileyim sisli bir denizde yada görüşün net olmadığı ve küçük teknelerin çok olduğu bir ortamda ama şuana kadar da bir kere bile radarı da çalıştırayım demedim.

Deniz şartları ve rüzgar açısından gece boyu hiçbir problem yaşamadık ama şu nöbet işi her ne kadar biraz alışmış olsak da hala bizi zorluyor. Allahtan artık nispeten kısa yollar alıyoruz da katlanması daha kolay oluyor. Sabaha karşı Cartegena şehrinin ışıklarını görmeye başlıyoruz. En korktuğum yollardan birini bitirmek üzereyiz. Üzerime bir rahatlık çöküyor. Keyifle yavaş yavaş hedefimize varıyoruz.

Cartegena şehrinin iki girişi var birisi hemen yolumuzun üstünde (küçük giriş ) diğeri büyük giriş (gemiler buradan girip çıkıyor) .Biz yolumuzun üstü olduğu için küçük girişe yöneliyoruz.

Kıyıdan oldukça  açıktan itibaren denizler bayağı sığ 5-10 metre civarlarında. Bu küçük giriş iki şamandıra ile işaretlenmiş durumda. Tam şamandıraların arasından geçerken ben derinlik göstergemde 2,7 metreyi okuyorum. Yani geçerken dikkatli olmakta yarar var. Kırmızı şamandıraya yakın geçerseniz derinlik biraz daha iyiymiş. Cartegena şehrinin demir yerine daha 3 mil yolumuz var.

Bu şehirde iki tane marina gözüküyor. Biz ilk marinanın önündeki demir yerinde 3 metre suya demirliyoruz . İlk izlenim bize hiç iyi gelmiyor. Deniz çok pis ve çalkantılı. Çok fazla sürat teknesi ve süratli yolcu tekneleri çevremizden vızır vızır geçiyorlar. Çevreyi izlemeye başlıyoruz ama hiç mutlu değiliz. Demirlediğimiz yerden de pek mutlu değiliz. Hemen 15-20 metre arkamız taşlık ve kale gibi bir yapı var.  Akşam üstüne doğru botu indirip  marinaya” yer varmı “ diye sormaya gidiyoruz.  Günlerden cumartesi olduğu için görevli pazartesi gelmemizi söylüyor. Ama biz gözle 5-6 yer seçiyoruz.  Tekneye dönüp etrafı izlemeye devam ediyoruz. Gece olurken rüzgar yön değiştiriyor ama zaten çok fazla esmiyor. Çevremizdeki bir tekne çapariz olma riskimiz var inşallah çok sorun olmaz. Yorgunluğun etkisi ile erkenden uyuklamaya başlıyoruz. Sabah 06.00 kalktığımda çapariz vereceğimizi düşündüğüm tekne ile bir metreye kadar yaklaştığımızı görerek motor çalıştırıyorum ve yer değiştirmeye karar veriyoruz.  Şu anki yerimizden 200 metre kadar açılıp 11 metre suya demirliyoruz . Burası nispeten biraz daha iyi. Su sanki burada sanki biraz daha temiz gibi ama aslında değil tabiki. Hava oldukça sıcak gün bayu kah dinlenerek kah ufak tefek birkaç işle uğraşarak akşam üstünü buluyoruz. Akşam üstü botla karaya çıkıp kısa bir yürüyüş yapıyoruz. İlk kötü izlenimler yavaş yavaş silinip ooo burası da güzelmiş şuraya da bak falan demeye başlıyoruz. Neyse şehri anlatmayayım şimdi o da öbür yazımızın konusu olsun.

 

Görüşmek üzere,   

 

Zorlu Parkur ( Aruba - Colombiya )

Cartegena