Blog
Paros ve Antiparos devam / 28.06.2016
Naoussa limanın korunaklı ve keyifli koyundan sabah 10.00 gibi çıktık.Yolumuz 8-10 mil kadar. Rüzgar pek fazla değil ama bulunduğumuz yerden kafamızı çıkartır çıkartmaz dalgalar kendini göstermeye başlıyor.Bayağı kaba dalga var ve koydan çıkabilmek için kafadan bu denizi almaktan başka çaremiz yok. Biraz ilerleyince ana yelkeni basıyoruz ama rüzgar pek az olduğu için hiç faydasını görmüyoruz. Sallan yuvarlan yeni limanımız Paros merkezine doğru yol alıyoruz. Oltalarımız suda ama çıt yok. Feribotlarlar sağımızdan solumuzdan geçiyor. Hele bir tanesi var ki köpek balığı gibi acayip gürültülü ve hızlı. Bir de solugan yapıyor inanamazsınız. Naxos liman da esnetme yaylarımızı takmış olmamıza rağmen tekneleri öğle bir sarsıyordu ki o feribotun geldiğini hemen anlıyorduk.Ve çok sık gelip gidiyor.
Bu ana limanın adı Parikia. Burada kalabilmek için iki seçenek var. Birincisi, adına marina dedikleri küçük bir yer .Küçük mendireğin iç tarafında yer bulursanız kalınabilir ( yer bulmak pek mümkün değil bence) ama mendireğin dışında kalmanızı pek tavsiye etmem. Liman hakim rüzgarlara oldukça açık ve sürekli gelip giden feribotlar sebebiyetiyle oldukça rahatsız ve çalkantılı bir yer. Biz ikinci seçeneği seçip girişe göre iskele taraftaki büyükçe koya demirliyoruz.Deniz pek çekici değil , biraz bulanık duruyor. Fakat önümüzdeki plajlar da insanlar keyifle denize giriyor. Biz tekneciler temiz deniz konusunda biraz şımarıkmıyız neyiz bilmiyorum ama deniz biraz bulanık olsa ben kesinlikle girmem o denize.
Bugün Mahir kendini pek iyi hissetmiyor .Bir doktora görünmek istiyor. Önce İzmirden doktor arkadaşımız Atilla Erdoğan ile görüşüp fikrini alıyoruz sonra hastaneye gitmeye karar veriyoruz. Ama hastane kapalı !!! önündeki ambulansta bulunan hemşireye soruyoruz o bizi özel bir kliniğe yönlendiriyor. Orada Mahir muayene oluyor ve teşhis falanjit. Neyse basit bir şey olduğu için rahatlıyoruz.Reçete elimizde eczane bakıyoruz ama herkesler siesta da. Bizde onlara katılıp açık bulduğumuz bir kafeye kuruluyoruz.Daha sonra şöyle bir turlayıp eczane açılınca ilaçları alıp teknelerimize geçiyoruz.Akşam yemeğimizi teknede yiyeceğiz.Menümüzde hasta çorbası var ama Ebru acısını biraz fazla :( kaçırmış.
Gece oldukça sallantılı geçiyor.Bu koya da çok feci solugan giriyor. Nerdeyse bizi yataklarımızdan düşürecek.Bugün motor kiralayıp adayı gezmeyi planlıyoruz. Mahir hasta olduğu için motor işine ben muhalefet yapınca araba kiralıyoruz. İlk hedefimiz Antiparos.Pounda limanında Paros Antiparos arası çalışan küçük ferryler var.
İki ada o kadar yakın ki 5 dakikada karşıda oluyorsunuz.Aradaki boğaz da deniz müthiş güzel görünüyor ama çok sığ. Antiparosun güney tarafındaki şahane koya gidiyoruz çok sessiz ve yeni gelişmekte olan bir köy var.Yollar bile hala toprak , Captain Pipis denen tavernada yemek yiyoruz ama herşey o kadar tuzlu ki bu kadar tuz hepimize fazla geliyor.
Daha sonra adayı şöyle bir turlayıp Paros feribotumuza biniyoruz. Hedef golden beach burası da güzel bir plaj Mahirler denize giriyor biz Frapelerimizi yudumluyoruz. Sonrasında bir sürü küçük köyü gezip akşam Eski merkez Lefkes köyündeki meşhur tavernamızda (adanın en iyi limonlu koyun eti burada yapılırmış) lezzetli yemeklerimizi yiyoruz. Eti çok beğenip ikinci siparişi vermekte geç kalınca yemek bittiği için avucumuzu yalıyoruz :)
Geç vakit teknemize dönüyoruz ve sabah Milos yolculuğumuzu düşünerek uykuya dalıyoruz.