Blog
Guadaloupe Adası / 09.02.2017
Dominik adasından istemeye istemeye yola çıktık. İnanın aklımız burada kaldı. Eğer misafirlerimiz gelmeyecek olsa kesinlikle yerimizden kıpırdamazdık. Dominik ile Guadaloupe adası arası 45-50 mil kadar . Hava tahmin siteleri yumuşak bir hava tahmini veriyorlardı. Öyle de oldu. Ortalama 14 knot rüzgarla gayet keyifli bir seyirle daha evvel üç günlük rezervasyon yaptırttığımız Guadaloupe adasının Pointe A Pitre bölgesindeki Bas Du Fort marinasına giriş yaptık.
Aslında gayet güvenli demir yerleri var ama biz konuklarımızı bekleyeceğimiz için marinayı tercih ettik. Hemen ofise giderek giriş işlemlerimizi rahatlıkla aynen Martinikte olduğu gibi yapıyoruz. Tek fark bu marinada giriş işlemi için herhangi bir bedel alınmıyor .Bu marina Martinik’deki marinaya göre biraz daha pahalı bizim tekne için günlük 33 euro ödüyoruz. Su ve elektrik fiyata dahil. Bu adalar da Fransa toprağı .
Dört yetişkin bir çocuk beş kişi gelecek ( Ebrunun kızkardeşi ve eşi onların küçük Toprağı ve iki arkadaşımız).
Onlarla ilk gün ada gezisi planladık sonraki günlerde de çok yakındaki (18 mil) Des Saintes adalar grubunda vakit geçirmeyi planlıyoruz.
Misafirlerimiz 20 ocak ta gelip 25 ocakta dönecekler. Onlar gelene kadar biz ufak tefek işlerimizle uğraşıyoruz. Alışveriş yapıp eksiklerimizi tamamlıyoruz. Araç kiralamak istiyoruz ama nafile konuştuğumuz tüm araba kiralama şirketlerinde hiç araç yok. Bizde taksi tutarız diyerek aramaktan vaz geçiyoruz.
Beklenen an geliyor ve Ebru kardeşi ve Yeğeni ile buluşuyor.
Birbirlerini çok özlemişler.Bolca hasret gideriliyor. Ertesi sabah taksi maceramız başlıyor. İnanırmısınız tutacak taksi bile bulmakta zorlanıyoruz. Bu adanın ünlü bir şelalesi varmış oraya gitmek istiyoruz. Benim bacanak Hakan bir taksi bulup konuşuyor ve anlaşıyor. Adam iki parti halinde bizi şelaleye götürmeyi kabul ediyor ve ilk gurup doluşuyor taksiye. Biz ikinci gurubu gelir daha sonra alıyor. Adamın şelale diye bizi getirdiği yer bir kale çıkıyor .
neyse uzun konuşmalar falan başka bir taksici ile üç gün sonra bizi şelaleye götürmesi için anlaşıyoruz Aynı bayan taksiciden bizi şehir merkezine götürmesini istiyoruz. İlk taksici klasik İstanbulun üç kâğıtçı taksicisi. Para uğruna şelale yerine Kaleye götürdü it bizi.
Neyse keyfimizi bozmayıp şehirmerkezinin ilginç sokaklarını turlamaya başlıyoruz. Resimler aşağıda sizce de gerçekten ilginç değilmi ?
Sağdan soldan sokak çalgıcılarının ritmik reggae müzik tınıları kulaklarımızı şenlendiriyor. Bizde keyifle aralarına katılıp kulaklarımızın pasını atıyoruz. Ama bu arada da esrar kokusuda ve dumanı ile bunalıp bir an önce temiz havaya atıyoruz kendimizi.
Akşam üstü yine iki taksiye binerek marinaya teknemize dönüyoruz. Akşam yemeğinde Hotdog var. Uzun zamandır yemediğim bir yiyecek olduğundan fazlamı kaçırdım nedir. Yemekten sonra karnım patlayacak kadar şişiyor. Çok kaçırdım yemeği sanırım.
Ertesi sabah ver elini Des Saintes adalar gurubu. Çok çok sakin bir yolculuk sonrası Ana limanın önüne geliyoruz ve bingooooo . Demir atmak yasak ve boş tonoz yok. Hadi başlıyoruz koy koy dolanmaya . En sonunda küçük adaların birinin nefis koyunda bir tekne çıkacakmışcasına hareketler yapmaya başlıyor. Yanına gidip soruyoruz . Bir saat içinde tonozdan ayrılacağını söyleyince bende teknedekileri denize sallayıp
motor çalışır vaziyette tonozun yakınlarında eylenmeye başlıyorum. Neyse vatandaş dediği gibi ayrılınca bizde tonozumuza bağlanıp rahatlıyoruz. Bulunduğumuz yer çok güzel tonozumuz çok sağlam ve bakımlı. Zaten bir saat geçmeden görevli gelip günlük 13 euro tonoz parasını tahsil ediyor.Ekip denizde ve mutlu. Kumsaldan kahkahalar bize kadar ulaşıyor. Akşam yarın için adada keşif planları yapılıyor. Ufaklık küçük adanın balta girmemiş ormanlarında Karayip Korsanlarını bulmaya çalışacak.
Tonozumuzdan ayrılmadan iki gece kalıyoruz. Adalar gurubunun merkezini bir akşam ziyarete gidiyoruz ama hayal kırıklığına uğrayıp geri dönüyoruz. Zira birkaç dükkan hariç tüm dükkanlar kapalı. Tavuk gibi erkenden yatmaya mı gitmiş bunlar yaaaaaaa. Arkadaş sen tam yüksek sezondasın turist var yada yok bu kadar erken dükkan kapatılıp eve mi gidilir . Hayret edilecek bir şey.
İkinci gecenin sabahında nefis bir kahvaltı sonrası tekrar Guadaloupe ye dönmek için hemen yola çıkıyoruz. Zira saat 15.00 da taksici bizi şelaleye götürmek için gelecek. Yolda fotoda gördüğünüz
Kuzuyu tutuyoruz . Ben bu balığın Wahoo olduğunu düşünüyorum ama tereddütteyim . Marinaya varınca zaten pişiremeyeceğimiz için yan tekneye hediye ediyoruz ama sonradan öğreniyoruz ki balık Barracuda imiş . Bu balık mercanlarla beslenen küçük balıkları yediği için vücudunda zehir birikiyormuş. İnsanlarda balığı yediklerinde zehirleniyorlarmış. Balığı hediye ettiğimiz tekne sabah biz kalktığımızda yoktu , sanırım yola çıkmışlardır. Yoksa onlara da öğrendiğimiz şeyleri söylerdik.
Yeni taksicimiz söz verdiği gibi tam saatinde geliyor. Yağmurlu bir havada 30 km ötedeki şelale için yola çıkıyoruz. Şelale anlatıldığı kadar güzelmiş. Herkes hazırlıklı gelmiş ben hariç. Millet keyifle şelalenin buz gibi suyunda yüzüyor. Yağmurun yağması da ortama ayrı bir güzellik katıyor.
Ertesi sabah 06.00 da üzülerek konuklarımızı yolculuyoruz. Buradan sonra artık birilerinin bizi ziyaret etmesi iyice zorlaşacak.
Konukları yolladıktan sonra biz tekne temizliği ve çamaşır işine dalıyoruz. Sabahleyin bizi Des Saintte bekleyen Mi Vida teknesinin yanına gitmek için yola çıkıyoruz. Onlarla birlikte iki gün daha tonozda kalıp yorgunluk atıyoruz.Üçüncü günün sabahı Pigeon Island denilen bölgeye gitmek için tonoz halatını çözdüğümüzde saatimiz 09.00 u gösteriyordu. Kısa ve keyifli bir yolculuk sonrası Pigeon Island bölgesine ulaşıyoruz. Geniş koyda 6 metre suya demirliyoruz.
Tam karşımızda Pigeon Island denilin küçük bir ada var. Burası Jacques Cousteau zamanında Naturel Reserve olarak ilan edilmiş korunan bir bölge. Su altının çok güzel olduğu söyleniyor. Yarın botumuz ile gidip biraz şnorkel yapmayı planlıyoruz.
Sabah bota atlayıp gidiyoruz ve gerçekten inanılmaz güzellikte çok çeşitli bir yaşam var her yerde. Her taraf çeşit çeşit renk renk balıklar ve mercanlarla dolu. İnsan hangisine bakacağını şaşırıyor. Korundukları içinde insanlara alışmışlar hiç kaçmıyorlar.En az bir saat keyifle gezerek izleyip doyamıyoruz. Öğleden sonra tekrar gelip gopro ile film çekeriz diyerek istemeye istemeye tekneye dönüyoruz. Öğleden sonra tekrar makineyi alıp keyifle kaydediyoruz tüm canlıları.
İki gece kaldığımız Pigeon Island bölgesinden sabah Deshaıes Koyuna gitmek için ayrılıyoruz. Burada bir gece kalmayı planlıyoruz. Guadaloupe çıkışımızı yapıp Antigua adasına geçeceğiz. Burası şirin bir balıkçı köyü . Sahilde çok güzel restaurantlar var. Akşam yemeği için birine rezervasyon yaptırıyoruz. Botla sahile çıkıp şirin köyün sokaklarında keyifle dolaşıyoruz.
Buraların Istakozu meşhurmuş. Bizde akşam yemeğinde deniyoruz pek memnun kalıyoruz. Oldukça iyi pişirilmiş lezzetli bir deniz mahsülü. Gece boyu tatlı tatlı yağmur yağıyor. Sabah erkenden 45 mil mesafedeki Antigua adası için marşa basıyoruz.
Hoşcakalın